FENG SHUI …

Yaşam mekanlarının ruh sağlığımız üzerindeki etkileri son derece büyük. Kendinizi huzurlu ve rahat hissedebileceğiniz ortamlar yaratarak daha mutlu ve başarılı bir hayat sürebilirsiniz. Peki yaşadığınız mekanı, sizi daha mutlu edebilecek hale getirmek çok zor ve masraflı bir iş mi? Bu soruya yanıtımız ‘hayır’ olacaktır. Çünkü sadece duvarların rengini ya da bir kaç objenin yerini değiştirmek bile psikolojiniz üzerinde olumlu etkiler sağlayabiliyor.
 

Son dönemler de mutluluk veren dekorasyon tarzları arasında en çok ilgi göreni FENG SHUI felsefesine dayanıyor. ‘Feng’ kelimesi rüzgar, ‘shui’ ise su anlamına geliyor. Feng Shui 5000 yıllık bir Çin öğretisi…
 

Feng Shui felsefesine göre, var olduğuna inanılan ve ‘qi’ denilen bir evrensel enerji var. Bu evrensel enerjinin, mekanda mümkün olan en uyumlu biçimde akması gerekiyor. Bu düşünceye uygun dekore edilmiş mekanlarda pozitif enerji en iyi şekilde kullanılabiliyor, negatif enerji ise iyileştirilebiliyor.
 

Psikologlar da çevre mekan düzenlemelerinin insan psikolojisi üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu kabul ediyorlar.

Feng Shui’nin temel felsefesi, düzenlenen alanı daha hoş bir hale getirmek için renklerden, sudan, objelerden ve ses oyunlarından yardım almakta… Ve yönler çok önemli. İlk olarak Bagua haritası denilen bir harita çıkarılıyor, bu işlem sırasında ev dokuz parçaya ayrılıyor. Her bir parça; sağlık, aşk, bereket, şöhret, bilgi, yaratıcılık, kariyer, evlilik ve çocuklar gibi hayatınızın en önemli değerlerini ve alanlarını simgeliyor.
 

Ardından da beş element ; ateş, su, metal, toprak, ve ahşap kullanılarak, bu elementlerin hangi alanlarda nasıl etkileyeceği konusunda ki yorumlarla neler yapılabileceği tespit ediliyor. Geriye ise sizi etkileyecek elementle evinizin Bagua haritasına göre çıkan mekanlarını, uyumlu şekilde dekore etmek kalıyor.
 

Özellikle ilk baştan bu felsefeye uygun tasarlanması düşünülebilecek evler için çok daha fazla ip uçları mevcut… evin giriş yönü, odaların konumlanışı, merdiven, salon ve ıslak mekanlar için dekorasyondan önce de bu felsefeyi yansıtan evler yaratmak da mümkün…

Dekorasyonda Feng Shui için bir kaç ipuçları verebiliriz.
 

Doğal ışığın giremediği, mekanlarda açık renkler kullanılmalı.
Mekanların giriş kısımlarında büyük çiçekler bulundurun.
Kapıların tam karşısında cam ya da ayna olmamasına dikkat edin.
Giriş holünde küçük bir kitaplık öneriliyor.
Odaların merkezinde eşya olmamalı, merkez boş olmalı.
Eşyaların sivri köşeleri yatağı yada çalışma masanızı işaret edecek şekilde durmamalı ve
    mümkün olduğunca yuvarlatılmış köşeler kullanılmalıdır.

Yatak ve çalışma masaları mekanın giriş kapısına bakacak şekilde yerleştirilmeli.
Mumlar, ahşap objeler, metal objeler, akvaryumlar ve yeşil bitkiler özellikle simgeledikleri elementin mekana
    katacağı etki nedeniyle Feng Shui felsefesinde yapılacak dekorasyon için etkilidirler.
Kırmızı ve siyah renkler güçlü farklılıklar yarattığı gibi, sarı ve toprak tonları dinlengin ve
    huzur verici etkiler yaratıyor.
Mümkünse hareket halinde suyu temsil edecek bir obje, belki bir resim kullanılmalı.
Yuvarlak aynanın enerjiyi taşıdığı düşünülüyor.
Şömine ve mumlar salonda özellikle ateşin gücünü de eve getirmekte.
 

Feng Shui ile mekanlarımıza getirebileceklerimiz bunlarla sınırlı değil elbette. Ancak sanırım sizde dekorasyona yön verebilecek böyle bir felsefenin varlığıyla ilgili bir merak uyandırabildik. Şimdi kendinizi daha iyi hissetmek için dekorasyona mutluluk katın…

Başak Yalçınkaya
Mimar