|
|
|
|
|
|
MİMARCA |
ROMANTİK MİMARİ
Mimari akımları tanımak demiştik. ‘Romantizm’ bu
akımlardan biri. Klasik uygarlığın temellerini sarsmak
pahasına, XVII. yüzyıldan itibaren, sınırsız usu
tartışma konusu yapan büyük akım… Hiç bir alan, hiç bir
ülke bu akımın etkisinden kurtulamadı. Düşünce
yaşamında, felsefe, sanatlar, gelenek ve görenekler,
toplumsal yada siyasal devrimlerde çok önemli rol
oynadı.
|
Romantizm
mimarisinin, daha eski biçimsel örneklerin bir toplamı
olduğu kanısı oldukça yaygındır.
|
Avrupa’nın dört bir yanında tarihsel şatolar restore
edilmeye, düzenlenmeye başlandı; bir yandan da eski
soylu sınıf, bir yandan yeni zenginler sınıfı, geçmişin
görünüşünü vermeye çabaladıkları şatolar
yaptırıyorlardı. XVII. yüzyıl ortası ile XIX. yüzyılın
üçte ikisi arasında yaptırılan, sanat tarihi bakımından
ilginç özelliklere sahip olan bu şatoların sayısı
yüzlercedir.
|
Üslupla
ilgili kararlar, yalnızca estetik ölçütlere göre değil,
aynı zamanda felsefi düşüncelere, ideolojik ilkelere ve
dönemi düşünce özelliklerine göre alınıyordu.
|
Mimarların kendilerinden sonraya bıraktıkları romantik
kalıntılar çok değerli başlangıçlardı. Bununla birlikte,
geometrik düşüncenin daha sonraki mimari kuşağın
anlayışlarına kendisini kabul ettirmesine büyük ölçüde
yardım ettiler. Çelişkilerden kimi zaman ürkmeyen
romantik çağ, mimarlık alanında, antik ile gotik’i
birleştirmeyi düşledi. Mimarlar, ne olursa olsun,
mimarlığın ilk biçimi kabul edilen antik’in yalın
beyazlığı ile gotik arasındaki dar boğazı aşmışlardı.
|
Biçimlerin evrimi diyebileceğimiz bir gelişim izlendi.
İlk yılların klasik idealinde, temel geometrik
biçimlerin, belirgin bir biçimde düzenlenmiş plan ve
yapıların, simetri ve eksenlerinin belli bir
üstünlüğünün, kapalı ve pek az bezenmiş yüzeylerin ve
malzeme karşısında biçim önceliğinin bir çok
kompozisyonda hala rastlanmasına karşın, 1850’ye doğru
yeni eğilimler açık seçik ortaya çıktı. Biçimler
birbirine karışıyor, birbiriyle kesişiyor ve daha önceki
dönemin geometrik açıklığını ustalıkla gölgede
bırakıyorlardı. XIX. yüzyılı karmaşıklık, bir üslup ve
biçimler yığını olarak görmek çok kolaydır. Yine de bu
dönemin mimarisi, çıkış noktası olarak bazı biçim yada
motifleri almakla yetinmedi. İlk kez tematik takımlar
halinde toplanmış motiflerden yararlanıldı ve bunların
hepsi tarafsız bir biçimde ele alınarak işlendi.
Bunların bir bileşeni yapılmaya çalışıldı. Bu biçimsel
motif topluluklarından her birinin, ayrı bir evrimin
yansıması olduğu kabul edilebilir. Bu evrimlerin
birbirlerine ilişkin olarak konumlarını bir şema halinde
göstermek olanaksız gibidir, bu da söz konusu mimarinin
dizgeleştirilmesini son derece güçleştirmektedir. Bu
biçimsel hareketleri belli bir zamana tam olarak
yerleştirmek de mümkün değildir. Çünkü ister bölgesel
gelenek, ister ulusal düşünce, ister siyasal ve
toplumsal amaçlar ya da mimarların etkisinden gelsin,
sayısız bir üst üste binme söz konusudur.
|
Romantik akım, genel olarak her yerde, kendisine yeni
eğilimler getirenlerden, öncülerinin her birinin
özelliklerinden beslendi. Bir tek romantizmden söz etmek
kadar, onu zaman ve mekanla sınırlandırmak da güçtür.
|
Demek
oluyor ki egemen olan ‘romantik insan’dır; bugün sahip
oldukları içerikler ne olursa olsun, özgürlük, kardeşlik
gibi kavramlar romantizmin kalıntısıdır. Sanat ve
siyasetin günümüzdeki büyük eğilimleri, romantizmin
içinde önemli rol oynadığı tarih olmaksızın ortaya
çıkamazdı… |
|
Başak
Yalçınkaya
Mimar |
|
|
|
|
|