KAPADOKYA EVLERİ

‘Bir masaldır yelken açmış
Yelkeni taş, rüzgarı taş
Teknesi taştan.
Bir kadehtir dolup taşmış
Köpüğü taş, salkımı taş,
Saçağı taştan.
Bu bir acayip dünyadır
Her yanı taştan
Güpegündüz rüyadır
Yatağı taş, yorganı taş, yastığı taş
Uykusu taştan’
Bedri Rahmi Eyüboğlu

‘Sabah alışmadığınız renkte bir ışık vurur pencerenize. Hangi zamanda olduğunuzu pek kestiremezsiniz. Oysaki şafak sökmektedir, renkleri bir başka olsa da. Sarıya dönmüştür ortalık. Hızla tepeden vadiye inseniz, içlerinin; renklerle bezendiğini, mimarinin kurallarına göre kubbeli, tonozlu, sütunlu-sütun başlıklı oyulduğunu duyduğunuz yapılara doğru yönelseniz, her birinde bir demir kapı karşılar sizi. O zaman bu koca vadiyi bekleyen bir bekçinin olduğunu sanırsınız.’ diye söz eder yörenin 1970’li yıllarından sanat tarihçi Metin Sözen.

Kapadokya, Pers dilinde ‘Güzel Atlar Ülkesi’ 60 milyon yıl önce, Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır…

 

Halk dilinde bu oluşumlar ‘Peribacası’ olarak adlandırılmış, tarih boyunca ve bugün, insanlara ev sahipliği yapmışlardır.
Peribacalarının oluşum süreci devam ederken, tarihsel süreçte insanlarda bu peribacalarının içinde evler, Hıristiyanlık dininin yayıldığı kiliseler oymuş, bunları fresklerle süsleyerek binlerce yıllık medeniyetleri günümüze taşımışlardır. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler bölgenin bugün bile özgün bir görünüme sahip olmasını sağlamıştır. Doğa, insanı hiç bir yerde olmadığı kadar bağrına basmıştır burada. Toprağın altı ve üstü, kendine sığınanları hiçbir zaman geri çevirmedi, tarihin en acımasız koşullarında bile onlara ev sahipliği yapmaktan kaçınmadı. Burada geçmişin ve günümüzün mekanları, duygusal bir bağla birbirlerine dolanıp, tarihide yaşanılası kılıyor bir bakıma… Kızılırmak’ın sarıp sarmaladığı Kapadokya, Anadolu’da uygarlığın ilk boy verdiği yer olmanın ötesinde, bir düşler alemidir de aynı zamanda. Anadolu Mozaikleri projesi içinde yer almasının nedenleri de tüm bu sıraladıklarımızdır aslında. Böylesi bir ortamda yer alan evler nasıldı acaba? Kapadokya evleri yamaçlara, ya kayaların oyulması suretiyle ya da kesme taştan inşa edilmişlerdir. Bölgenin tek mimari malzemesi olan taş, yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktığında yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte, ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok
dayanıklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır.

Bazen bir çeşme yada bir dinsel merkezin bulunduğu meydanı çevreleyen sokaklarla oluşan mahalleler yerleşmenin özelliğini yansıtırlar. Sokaklar topografik özelliklere uyar ve genellikle insanla beraber yüklü bir hayvanın geçebileceği ölçektedir. Bazı yerleşmelerde sokak üzerinden taşan saçaklar kapalı, samimi ve değişken perspektifli mekan etkileri oluştururlar. Bu organik sokakları bölgesel özelliklere göre bazen ahşap payandalı yada taş konsollu çıkmaları ile yapı kütleleri, bazen de yüksek bahçe ya da avlu duvarları sınırlar.

Bahçe, avlu veya avluyu çevreleyen mekanlardan oluşur. Her şey kullanıcının yaşama biçimi ve günlük eylemlerine göre tasarlanmıştır. Genel özellikleri şöyle sıralanabilir.

• Pratik olma
• Fonksiyonellik
• Çevresel etmenlere uyum sağlamak
• Çözüme çekirdekten başlayıp dışa doğru geliştirip bütünlüğü sağlamak
• Malzeme seçiminde en yakın çevreyi dikkate almak
• Çözümlemede, strüktürde, kitle etkisinden önce sadelik…

Kapadokya evinde plan, odaların bir sofa çevresinde dizilmesiyle oluşur. Oda, biçimi, büyüklüğü, nitelikleri ile pek az değişken bir yaşama birimidir. Odalar arası alan diyebileceğimiz sofa ise her özelliği ile değişkendir.

Mekanlarda kemerli, tonozlu bir mimari yapı hakimdir. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Evlerin kat aralarında bulunan konsolların araları bazen tek bazen de 2-3 sıra rozet, yıldız, yelpaze, fırıldak ve stilize bitki motifleriyle doldurulmuştur. Evlerin pencereleri ikişer veya üçerli olup etrafları daha çok stilize bitki motifleriyle süslüdür. Pencereler ‘kanatlı’ ve ‘giyotin’ tarzda olmak üzere iki tiptir.

Evlerde çok sayıda oda, mutfak, depo, tandır, kiler, şaraphane bulunmaktadır. Misafir odalarındaki nişlerde sıva üzerine boyalı bezemeler bulunmaktadır. Taş şömineler, taş merdivenler, dekoratif nişler, sedirler, yöresel halılar, toprak kaplar, objeler dekorasyonlarında vazgeçilmez unsurlardır.

Anadolu mozaikleri içinde yer alacak olan üç Kapadokya evi için, üç bu yöreye ait isim var aklımızda…

OSİANA EVİ - Kapadokya’nın göz bebeği Ürgüp’ün eski isimlerinden birisidir.

VENATA EVİ - Avanos için ilk verilen isimdir.

BELHA EVİ - Yöreye ait efsaneye isim veren kızın adı.

KAPATUKA EVİ - Güzel atlar ülkesi…

 
 

 

 








Doğa, insanı hiç bir yerde olmadığı
kadar bağrına basmıştır burada.
Toprağın altı ve üstü,
kendine sığınanları hiçbir zaman
geri çevirmedi,
tarihin en acımasız koşullarında bile
onlara ev sahipliği yapmaktan kaçınmadı.
Burada geçmişin ve günümüzün mekanları,
duygusal bir bağla birbirlerine dolanıp,
tarihide yaşanılası kılıyor bir bakıma…

Kapadokya, Pers dilinde 'Güzel Atlar Ülkesi'...

 
 

Bahçe, avlu veya avluyu çevreleyen
mekanlardan oluşur.
Her şey kullanıcının yaşama biçimi ve
günlük eylemlerine göre tasarlanmıştır.
Evlerin pencereleri ikişer veya üçerli olup
etrafları daha çok stilize bitki
motifleriyle süslüdür.
Pencereler ‘kanatlı’ ve ‘giyotin’ tarzda
olmak üzere iki tiptir.

 

 
 


Evlerin Genel Özellikleri;
• Pratik olma
• Fonksiyonellik
• Çevresel etmenlere
uyum sağlamak
• Çözümü çekirdekten
dışa doğru geliştirip
bütünlüğü sağlamak
• Malzeme seçiminde
çevreyi dikkate almak
• Çözümde, strüktürde,
kitle etkisinden önce sadelik…
 
 

Kapadokya evinde plan, odaların
bir sofa çevresinde dizilmesiyle
oluşur.



 

 
 
 

EV İSİMLERİ

OSİANA
VENATA
BELHA
KAPATUKA